Komşu Sinema, Türkiye’nin komşu ülkelerle kültürel ve sanatsal bağlarını güçlendirmeyi hedefleyen bir sinema bulıuşmasıdır. Sinema geleneği güçlü ve köklü bir geçmişe sahip olan İran Sineması, bu etkinliğin ilk durağı olarak seçilmiştir. Etkinliğin ilki 27 Ekim 2024 tarihinde İstanbul Topkapı Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. Hem üniversite öğrencileri hem de Türkiye’de yaşayan İranlı cemiyetin ve sinemaseverlerin yoğun ilgisi ile gerçekleşen etkinliğe, bir İranlı Yönetmen ve bir sinema eleştirmeni aynı zamanda belgesel yönetmeni konuk olarak katılmıştır. Etkinliğin bu yıl ikincisi düzenlenmek istenmektedir.

Bu etkinlikte İran Sineması tarihi, İnkılap öncesi ve sonrası sinemanın gelişi, belgesel, kurmaca film ve oyunculuk gibi konularda söyleşi gerçekleştirilmiştir. Özellikle tiyatro ve oyunculuk bölümü öğrencilerinden oyunculuk üzerine sorular ve sinema bölümü öğrencilerinden İran sineması başarısı ile ilgili sorular konuklara yöneltilmiştir.

Komşu Sinema İran, iki ülke arasındaki kültürel diyalog kurmayı, ortak yapım ve fikir alışverişi için bir zemin oluşturmayı amaçlamaktadır. Etkinlik, sinemanın evrensel dili aracılığıyla komşuluk bağlarını güçlendirmeyi ve yeni iş birliklerine kapı aralamayı hedeflemektedir. Ayrıca sinemaseverlere İran sinemasından seçkiler ve söyleşilerle sinema keyfi yaşatmak istemektedir.

Sinema  kuşkusuz dünyadaki en çekici ve popüler sanattır.Bu cazibenin sırrı mucizevi bir şekilde güzel sanatların bütününü bünyesinde barındırmasıdır. Sinema diğer sanat dallarının aksine unutulmayıp kendini yenileyen ve geliştiren bir dal olmuştur ve her geçen gün muhatabını artırmaktadır. Film yapımcısı, yazar ve eleştirmen olarak tanınmış İspanyol sanatçı Luis Bunuel der ki ;”Sinemanın izleyicileri üzerinde doğrudan bir etkisi var. Sessizlik ve karanlıkta insanlarıve nesneleri doğru ve net bir şekilde göstererek, izleyiciyi olağan alışkanlıkları olabilecekşeylerden uzaklaştırıyor. İşte bu yüzden film, başka hiçbir insan ifadesinin yapamayacağı bir şekilde seyirciyi fethedebilir …” Bu nedenle sinemanın toplumda çok yüksek bir etkiye sahip olduğu gerçeği basitçe gözardı edilemez ve bu önemli konu göz önüne alındığında, günümüz dünyasında sinemacıların büyük bir sorumluluğu vardır. Festivaller ve film haftaları genellikle farklı hedef ve görevlerle doğar, büyür ve düzenlenir, bunlardan en önemlileri şunlardır: Bir şehrin sosyo-kültürel,tarih-sanat,ekonomi-turizm kapasitelerini bilmek  ve onu uluslararası düzeyde bir izleyici kitlesine tanıştırmaktır. Cannes buna en iyi  bir örnek olabilir. Bu festival siyasi amaçlar için yaratılmış  olsa da, şimdidoğal cazibe merkezlerine sahip küçük bir kasaba bir kültür ve sanat merkezi halinegelmiştir. Artık uluslararası film festivallerinin en prestijli sembolü, bu şehrinsimgesi haline gelmiştir.

Güçlü sinema kültürüne sahip olan iki komşu ülkenin filmlerinin gösterimi ile sinema alanında etkileşim sağlamak. Bu hafta ile iki ülkenin sinema kültürüne tanıtabilmenin yanı sıra iki ülke sanatçıları ve sinema severleri bir araya getirerek sanatsal etkileşim oluşturmaktır. Bu etkileşimi oluştururken sinemadaki „kadın“ olgusu üzerinde durup sinemaya gönül ve emek vermiş ister kamera önü ister kamera arkasındaki kadın figürü üzerinde durup kadınınsinemadaki önemi ve gücünü yansıtmaktır.